Kol10 FoRuM
Sitemize Hoşgeldiniz!!!
Lütfen Üye Olunuz!!!
by Ayaz ve EmrE-X
Kol10 FoRuM
Sitemize Hoşgeldiniz!!!
Lütfen Üye Olunuz!!!
by Ayaz ve EmrE-X
Kol10 FoRuM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Ak Zambaklar Ülkesi Finlandiya’da Grigoriy PETROV

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
By Emrex
Administratör
Administratör
By Emrex


Erkek
Mesaj Sayısı : 498
Yaş : 31
İş/Hobiler : Site
Lakap : Emre-X
Takımım : Ak Zambaklar Ülkesi Finlandiya’da Grigoriy PETROV Fenerb10
Ruh Halim : Ak Zambaklar Ülkesi Finlandiya’da Grigoriy PETROV Images12
--> : Ak Zambaklar Ülkesi Finlandiya’da Grigoriy PETROV Girisyapfq6
--> : Ak Zambaklar Ülkesi Finlandiya’da Grigoriy PETROV Kayitol
Kayıt tarihi : 15/06/08

Ak Zambaklar Ülkesi Finlandiya’da Grigoriy PETROV Empty
MesajKonu: Ak Zambaklar Ülkesi Finlandiya’da Grigoriy PETROV   Ak Zambaklar Ülkesi Finlandiya’da Grigoriy PETROV Icon_minitimePaz Ekim 19, 2008 9:21 pm

1. Tarihin Verdiği Dersler :

Altyapısı eskimiş ulusların bir
zamanların çok güçlü kuruluşları olan örgütleri, düzenleri ve hatta
yönetim şekilleri, her nasılsa zamanımıza kadar sürüp gelebilmiştir.
Bugün yeterlilik ve geçerlilik değerlerini kaybetmişler ve günlük
ihtiyaçları karşılayamaz duruma gelmişlerdir.

2. Kahramanlar ve Ulus :

Devletlerin
güçleri ve güçsüzlükleri, ulusların toplu halde gelişmeleri veya
çözülüp dağılmaları her zaman ve yalnız onları yönetenlerin değerli
veya değersiz ya da erkli veya erksiz olmalarından ileri gelmez.
Yöneticiler iyi veya kötü, kahraman veya korkak, ya da hain
olabilirler. Fakat her biri kendi ulusunun eseridir. Onlar ulusal ruhun
birer kopyasıdırlar. Halk yığınlarının yarattığı kişilerdir ve kendi
uluslarına benzerler. Bu yakınlık “Her ulus layık olduğu devlet şekli
ile ve hakettiği yönetimle yönetilir”. özdeyişiyle pekiştirilmiştir.

3. Suomi’nin Tarihi :

Fin
ulusunun hayatında ve tarihinde çok önemli yer tutmuş olan ilginç iki
özelliği bulunmaktadır. Bunların birincisi; Finlilerin 1917 Rus
devrimine kadar tarihleri boyunca bağımsız bir ulus ve devlet hayatı
yaşamamış olmalarıdır. İkincisi; Fin tarihlilerin boyunca, başlı başına
büyük güç sayılacak ve kendilerine önderlik yapacak değerde büyük
adamlar yetiştirmemiş olmalarıdır. Finlilerin, görünen ve bilinen
yüksek kültürleri, tek tek büyük kişilerin eseri değil; Fin halkının
bir bütün olarak, birlikte yarattığı ortak bir eser olmuştur.

4. Snelman Kimdir? :

Snelman,
yeniden doğmakta olan genç Fin aydınlarının en gözde temsilcilerinden
biridir. Snelman, her şeyden çok, bir halk öğretmeni ve Finlilerin
ulusal kültürlerinin yaratıcısı olmakla ün yapmıştır. Grigoriy Petrov,
Snelman’ı, binlerce göller ve bataklıklar ülkesi Finlandiya’yı
“Akzambaklar Ülkesi”ne dönüştüren ve yepyeni bir Finlandiya yaratan
lider olarak tanımlamaktadır. Snelman’ın istekleri doğrultusunda genç
Fin öğretmenler, din adamları, avukat ve memurlar harekete geçmişler;
halk yığınlarının eğitimi, okur yazarlığı, aydınlatılması ve uyarılması
için bir seferberlik başlatılması gereğini insanlar arasında yaymaya
başlamışlardır.

5. Kilise ve Halk :

Kilise papazları
kiliselerinde cemaatlerine yeni ve daha başka bir dil ile konuşarak
yeni konular etrafında konferanslar vermeye başlamışlardır. Gençler ve
çocuklarla da ayrı ayrı toplantılar yapmışlar, bunu yaparken de aklı,
ilmi ve hayatın gereklerinden olan neşe ve eğlenceyi uluorta eleştirip
lanetlemeden yapmışlardır. Tersine, onları ilgilendikleri herşeye, her
zaman ruhlarının çocukça temizliği ve gençliğin ideallerinin ateşi ile,
fakat akıllı bir şekilde eğilmeye davet etmişlerdir. Bütün bu
çalışmalar halkı uyarmış, harekete geçirmiştir. Toplumu iyiye ve
iyiliğe doğru yöneltmiş, birçok insanın gönlünü ferahlatmış ve dünyaya
daha güleç bakmalarını sağlamıştır.

6. Memurlar-Eğitimciler :

Snelman’ın
halka karşı yaptığı konuşmalar halkın kendi memurlarına karşı daha çok
güven beslemesini sağlamıştır. Dinç, zihin ve ruhca gelişmiş, ahlakça
üstün yeni genç memurlar devlet kuruluşlarında görev almaya
başlamışlardır. Bu sayede Finlandiya örnek gösterilmeye layık bir
kalkınma aşamasına erişmiştir. Halk da bu yeni kuşak memurlarıyla pek
haklı olarak övünmeye başlamıştır.

7. Halk Okulu Kışla :

İsveç
yönetimi altında iken Fin kışlası bütünü ile en kaba, en çirkin
küfürlerle dolup taşardı. Erler, subaylar ve hatta generaller
küfrederlerdi. Anaya, babaya ve hatta Tanrı’ya küfretmekten
çekinmezlerdi. Finli genç subaylar bu döneme kötü davranışlara son
vermişler; kışlaya vücut, söz ve ahlak temizliğini getirmişlerdir.
Erlere sabah, akşam ve her yemekten önce ve sonra el yıkamayı, yüz ve
diş temizliğini öğretmişlerdir. Okuma-yazması kıt olanları
okur-yazarlıkta ilerletmek ve bilgice yetiştirmek için gece dersleri,
karşılıklı konuşma ve tartışma saatleri düzenlemişlerdir.

8. Futbol :

Snelman
ve arkadaşları gençlerin körpecik fakat dinç ve güçlü dimağlarını
geliştirecek çalışmaları bir yana iterek, sadece futbola kendilerini bu
derecede tutku ile kaptırmış olmalarını asla uygun bulmamışlar; bu
gidişi, bütün gençliğin zihinsel ve ruhsal yönlerden yoksun, bomboş ve
çırılçıplak durumda bulunması şeklinde yorumlamışlardır.

9. Analar, Babalar ve Çocuklar :

Snelman
ve arkadaşları, Finlandiya’nın geleceğe yönelmiş kalkınmasıyla ilgili
bütün ümitlerini Fin gençlerinin akıllıca eğitimi konusuna
bağlamışlardı. Gençlik, onların çok sevdiği ve aynı zamanda üzerinde
duyarlılıkla durduğu bir konuydu. Bu nedenle Snelman; dosdoğru konuşur,
gençleri uygunsuz davranışlarından dolayı yüzlerine karşı azarlamaktan
çekinmezdi. Ama yaşlılar önünde gençler eleştirilirken moralce
bozuldukları; bu sebeple gençlerden hiçbir iyi hareket ve tutum
beklenemeyeceği iddia edilirken, Snelman gençleri daima savunurdu.

10. Karokep (bir kişiliğin dramı) :

Yarvinen
ve Karokep aynı ulusun ve aynı çağın çocuklarıdır. Bu; çocukluklardan
iyi koşullar içinde ve elverişli etkiler altında kaldıkları gibi, kötü
koşullar altında da yaşayarak ve çoğu kez ezilerek büyüyenler vardır.
Yarvinen karşılaştığı çeşitli zorlukları yenebilmiş ve günün birinde
herkesin sevdiği, saydığı ve değer verdiği bir kişi olmuştur. Çocukluk
arkadaşı Yohan Karokep ise gençlik yıllarında hırsızlık ve soygunculuk
yapmış ve daha sonra da istemeyerek katil olmuştur ki, bu O’nun kendi
suçundan ziyade kötü talihinin onu zorla ittiği kötü bir sondur. Bu iki
arkadaş bir madalyonun iki yüzü gibidirler.

11. Aydınlar ve Halk :

Yazara
göre; yüksek okullarda, gerçek anlamda öğrenim ve öğretim; bu
okullardan alınan diplomalardan daha üstün değerler taşımaktadır.
Yüksek öğrenim kurumlarının gerçek ödevi ve görevi diploma vermek
değil; gittikleri yerlerde ve tuttukları işlerde işlerini ve
etraflarını gerçek anlamdaki bilgileri ile aydınlatacak, güçlü ışık
saçıcılar yetiştirmektir. Bu kimseler yalnız kendi uluslarının değil;
yeryüzünün ve insanların da aydınlanmasına yardım edecek güçlü ışık
üreteçleri, güçlü moral ve ruhsal ışık santralleri olacaktır. Yazara
göre bu söyledikleri gerçekleşirse Karokep’in başına gelenlere benzer
olaylar gerçekleşmeyecek ve sadece bir iz olarak kalacaktır.

12. Yarvinen, Okunen ve Tomas Gulbe Nasıl Kral Oldular ? :

Yarvinen
ilk önce şekerleme ve simit satarak işe başlamış daha sonra arıcılıkla
ilglilenmiştir. Yalnız çocukların değil, az kazançlı işçilerin ve fakir
köylülerin de rahatlıkla satın alabilecekleri ürünleri fiyatla satarak
kısa bir süre sonra büyük kazançlar elde etmiş ve uygun “Tatlıcılar
Kralı” olmuştur.

Okunen önce ayakkabı yapım atölyesine girmiş,
burada tecrübe kazanarak zamanla usta olarak yetişmiştir. Daha sonra
gitmiş olduğu Paris’ten Finlandiya’ya dönerek yüksek tahsil görmüş ve
iki oğluyla büyük bir mağazalar zinciri kurmuştur.

Tomas Gulbe
ise köyleri dolaşarak yumurta toplamakla işe başlamıştır. Gittiği
köylerden yumurta toplayarak, yerlerine küçük manifatura malları vermiş
ve yumurtaları istifleyerek yabancı ülkelerdeki tüccarlara
göndermiştir. Bu işi kısa zamanda büyütmüş, ve on yıl sonra
Finlandiya’da ünlü bir yumurta kralı olmuştur.

13. Köylüler, İşçiler, Küçük Zanaatkarlar :

Snelman;
henüz çocukluk ve okul çağlarında iken dünyada ve uluslar arasında
gelip geçen ve her biri ağır suç sayılacak nitelikteki kıyasıya
boğuşmalardan ve kendi deyimine göre insanlar arasında, uşak ve kölelik
anlayışı ile yürütülen alçakça davranışlardan ve özellikle, saray
entrikalarından nefret eder; bu işlere adları karışanlara karşı derin
bir kin duyardı.

14. Hastalarını İyileştiren Hekim :

“Bir
Köy Hekiminin Anıları” adındaki bir kitabın yazarı bu kitabında, görev
aldığı ilk günden başlayarak kendi hayat hikayesini ve sıra ile; küçük
bir ilçede oturan bir ayakkabı onarıcısının oğlu olduğunu, Tıp
Fakültesini nasıl bitirdiğini her yeni göreve ne gibi parlak, planlar
ve ümitlerle başladığı halde şansının hiçbir işte kendisine güleryüz
göstermediğini, çocukluk ve gençlik yıllarının da hep sürekli
yoksunluklar ve ihtiyaçlar içinde geçtiğini, fakat hayatın yalnız
kendisine değil pek çok kimseye de gülmediğini görerek her gün biraz
daha artan derin üzüntülere kendini kaptırdığını anlatmaktadır.

15. Piskopos Makdonald :

Piskopos
Makdonald; Finlandiya’da yaşayan ve koyu aristokrat olan İsveçli bir
ailenin oğlu olarak dünyaya gelmişti. Yayınladığı kitap, Fin din
adamlarının çalışmaları ve Fin ulusunun ruhsal gelişmesi üzerinde büyük
bir devrim yapmıştır. Soylu bir aileden gelen ve Graf ünvanını taşıyan
Makdonaldlar; Finlandiya’da koyu dindar ve gerçek din adamları olmakla
ün yapmışlardı. Yıllar boyunca Makdonald soyundan gelen kişiler
arasından birisinin mutlaka din adamı olması bir gelenek halini
almıştı. Makdonald’lardan gelme her din adamı; Şötlandiya’da kiliseye
hep canla başla hizmet etmişlerdir. Bu aydın rahipler, ülkede Katolik
kilisesinden olan din adamlarının halkta gördükleri hoşgörüyü
eleştirirler, halkı aydınlatma görevlerini ihmal eden bu kişilerle
uğraşırlar; onları, ulusun asalakları ve kilisenin tembel uşakları ve
din sömürücüleri olmakla suçlarlardı. Reform yanlısı aydın kişilerle ve
bilginlerle yakınlık kurarlar, kilise öğretilerinin hurafelerden
ayıklanıp temizlenmesini; kilisenin, gerçek hayat koşullarıyla ilgili
olmayan tutucu öğretilerinin düzeltilmesini ve sağlam temeller üzerine
nasıl oturtulacağı gibi konular üzerinde tartışmalar sürdürürlerdi.

16. Sonsuz Uğraşı (Papaz Makdonald Efsanesi) :

L.
Makdonald, kitabını, aşağıdaki güzel efsane ile bitirmektedir. İki ruh
karşılaşmış. Bunların biri kötü ruh; yani ölümün, kötülüğün, zorbalığın
ve yalancılığın ruhu imiş. Öteki ise; gerçeğin, gerçekliğin, iyinin ve
iyiliğin, sevincin ve yaşamın ruhu. Kara ruh derin derin nefesler
alarak yeryüzünün bütün havasını kendi içine çekmek ve sonra bu havayı
üfleyerek yeryüzünün bütün ateşlerini ve ışıklarını söndürmek ve aydın
ruhu da yere sermek istemiş. Kendini zorlamış, bu zorlama nedeniyle
yüzü kıpkırmızı olmuş, bir tulum gibi şişmiş ve yere yığılıp nefes
alamaz olmuş. Bütün gücünü böylece kaybetmiş. Sadece ince bir fısıltı
halinde: ”Hakkın varmış! Ama, bizim seninle savaşımız bitmemiştir.
Bitmez de! Seninle ben; bir gün, elbette gene karşılaşacağız!”
diyebilmiş ve susmuş! Bundan sonra, aydın ru-hun ateşleri, meşaleleri
yanmaya, parıldamaya ve etrafı aydınlatmaya devam ederken, gökyüzü,
gitgide aydınlanarak pembeleşmiş. Bir ateş koru gibi, kıpkırmızı bir
hale gelmiş. Daha sonra da bu kırmızılık, yavaş yavaş değişerek parlak
bir altın rengini andırmış. Tertemiz ve bulutsuz göklerde güneş
yükselmeye başlamış.

17. Efsanenin Anlamı :

Luka Makdonald, bu efsanenin taşıdığı anlamı şöyle açıklamaktadır:

“Ne
yazık ki, insan hayatı ve bu hayatın düzeni, çok kere insanların ne
olduklarını iyice belirleyemedikleri kapkara ve yıkıcı çeşitli güçlerle
savaşmak zorunda kalmaları gibi nedenler yüzünden, hemen daima hem
güçleşmekte ve hem de çok karmaşık bir problem haline gelmektedir.
Büyük işler peşinde koşan insanlar, sempati ile karşılanmaktadırlar”.

Makdonald’a
göre, bugün bile, iyi ve büyük, genel ve ulusal her işte, politikada,
basında ve kamusal işlerde çoklukla vicdan korkusu, utanma duygusu
olmayanlar, yeteneksiz demagoglar, şöhret düşkünleri, açgözlüler ve her
alanda deneyimsiz kimseler hep öne geçmekte ve her şeye burunlarını
sokmaktadırlar. Politikayı, hayata ve topluma çekidüzen vericiliği ve
liderliği; bir ayrıcalık sağlamak, bir basamak yapmak isteyenler ve
hatta; kirli, namus ve ahlaka zıt yollarla zenginliklere veya kişisel
yükselmelere erişmek için etkili birer araç gibi kullanan yalancı
kahramanlara çok rastlanmaktadır.

SONUÇ :

1. KİTABIN ANAFİKRİ :

Bir
toplum içinde varolan ve kahraman olarak belirip sivrilen kişilerin
hangi koşullar altında bir ulusun ilerlemesine, gelişmesine ve bir
kahraman ulus olmasına nasıl yardım ettikleri ve neler yaptıkları.

2. KİTABIN GETİRDİĞİ YENİLİKLER :

Kitap; politika, sosyal ve ekonomik koşullar dikkate alınarak yazılmıştır.

3. KİTAP HAKKINDA GENEL DEĞERLENDİRME VE TEKLİFLER :

Kitap bir milletin uyanışını anlatmaktadır. Lider, yönetici ve eğitimciler tarafından okunabilir..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://meydan.forumm.biz/Meydan-Forum-h1.htm
 
Ak Zambaklar Ülkesi Finlandiya’da Grigoriy PETROV
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kol10 FoRuM :: Ödevler,Tezler,Konu Anlatımları :: Kitap Özetleri-
Buraya geçin: