Kol10 FoRuM
Sitemize Hoşgeldiniz!!!
Lütfen Üye Olunuz!!!
by Ayaz ve EmrE-X
Kol10 FoRuM
Sitemize Hoşgeldiniz!!!
Lütfen Üye Olunuz!!!
by Ayaz ve EmrE-X
Kol10 FoRuM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
By Emrex
Administratör
Administratör
By Emrex


Erkek
Mesaj Sayısı : 498
Yaş : 31
İş/Hobiler : Site
Lakap : Emre-X
Takımım : Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ? Fenerb10
Ruh Halim : Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ? Images12
--> : Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ? Girisyapfq6
--> : Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ? Kayitol
Kayıt tarihi : 15/06/08

Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ? Empty
MesajKonu: Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ?   Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ? Icon_minitimeC.tesi Ekim 25, 2008 2:47 pm

Ülkemizde her gün binlerce kişi evleniyor. Akraba evliliklerinin bu evliliklerden farkı nedir?

Aynı soydan gelen kişilerin yaptığı evliliğe akraba evliliği denir.
Akrabalık; anne soyundan gelebileceği gibi baba soyundan da gelebilir.
Her ikisi de aynı derecede önemlidir. Anne veya babalarından biri
kardeş olan bir çiftin yaptığı evliliklere 1.DERECE AKRABA EVLİLİĞİ
(Kuzen Evlilikleri) denir.
Büyükanne veya büyükbabalarından biri kardeş olan çiftlerin yaptığı
evliliklere ise 2.DERECE AKRABA EVLİLİĞİ (Torun Evlilikleri) denir.

Ülkemizde her beş evlilikten birini oluşturan akraba evliliklerinde
özürlü çocuk doğma riski yüksektir. Türkiye'de evliliklerin yüzde
20'sini oluşturan akraba evliliklerinde özürlü çocuk doğma riski iki
katına çıkıyor. Bu yüzden akraba evliliği yapmayı planlayan çiftlere
evlenmeden önce muhakkak genetik danışmanlık almaları öneriliyor.
Uzmanlar, toplumda yüzde 2-4 olan özürlü çocuk oranının akraba evliliği
yapanlarda yüzde 4-8'lere çıktığını belirtiyor. Akraba evliliği yapacak
çiftlere evlilik öncesi veya gebelik öncesinde genetik danışma
almalarının büyük önem taşıdığına dikkat çekilmelidir. Danışan kişilere
öncelikli olarak ayrıntılı olarak bir soy ağacı çıkarılıyor. Soy
ağacında ailede herhangi bir anormalik, zeka kusuru, düşükler ve ölü
doğumlar tespit edililiyor ve daha önce ailede bu hastalıklar
görünmüşse risk daha da artıyor.

Türkiye gibi akraba evliliklerinin yoğun olduğu ülkelerde, sakat bebek
doğumları çok sık görülmektedir. Uzmanlar akraba evliliklerinin büyük
bir bölümünün aile baskısından kaynaklandığını söylüyorlar. Bu tür
evlilikler yüzünden sakat doğum olayların yaşandığına dikkat çeken
uzmanlar, vatandaşların bu konuda aydınlatılması gerektiğini
söylüyorlar. Akraba evliliklerin görülmesinin sebepleri arasında
genellikle, aileye ait mal varlığının dağılmaması, aile bireyleri
arasındaki sevgi ve saygıyı korumak, akrabaların evlilik ve sosyo
ekonomik beklentilerinin aynı olması ve karşı cinsle rahat iletişime
girememe gibi etkenler sayılabilir. Akrabalar arasında yapılan evliliğe
endogami denilmektedir.

Her insanda 23 çift kromozom vardır. Her bir çift kromozomun bir tanesi
anneden, diğeri babadan gelmektedir. Kromozomlar, kalıtımımızla ilgili
olan DNA'yı içerir. DNA'nın fonksiyonel ürün kodlayan bölümler ise gen
denir.
Kalıtımın taşıyıcısı genlerdir. Bizler nesiller öncesinden gelen
atalarımızın bize hediye ettiği genetik kalıtımla yaşama başlamaktayız.
Vücudumuzun büyüyüp gelişmesi ve çalışması genlerimizin kontrolü
altındadır. Yaşamın temel taşı olan



genler, bir DNA molekülünündeki belirli bir özellik içeren kesitine
verilen addır. Her bir gen ya da birkaç gen kümesi bizdeki bir
özelliğin bilgisini içerir. Anne ve babadan eşit olarak geçen genler,
bizdeki tüm yaşam duvarlarını örer. Genler hücrelerde bulunan
kromozomların kısımlarıdır. Dolayısıyla genler, kromozomlarla birlikte
çoğalarak, hücre bölündükçe yeni hücrelere geçerler. Kişide her genin,
biri anneden biri babadan gelmiş olan iki kopyası (aleli) bulunur.
Bazen genin bir kopyasının yapısı bozuktur ve bu bozuk kopya yüzde elli
olasılıkla çocuğuna geçer. Bozuk bir gen, kişinin bazı vücut
işlevlerinin bozulmasına neden olur.

Bir karaktere ait olan özelliğin diğerine baskın olması halinde o
karaktere baskın (dominant) gen , baskın olmayan gen’e resesif
(çekinik) gen denir. Bir karakterin çıkması, iki aynı gen frekansının
karşılaşması demektir. Eğer bir hastalığa ait gen (resesif) anneden
aktarılırken, babadan da aynı (resesif) gen ile karşılaşırsa o hastalık
mutlaka doğacak olan çocukta çıkacaktır. Eğer, anneden resesif gen,
babadan da dominant gen karşılaşırsa bu sefer doğacak çocuk da tıpkı
anne ve babası gibi hastalığın taşıyıcısı olacak, ama o hastalık açığa
çıkmayacaktır. Aynı karakterde iki resesif genin karşılıklı gelmesi
çekinik alleller sonucu hastalık çıkar. Anne ve babadan iki baskın gen
(dominant) alan çocuk (baskın alleller) ise tamamen sağlıklıdır.
Dolayısı ile, akraba evliliklerinde aynı gen yapısına sahip olan
ailede, resesif genlerin birbirleriyle karşılaşma ihtimalleri, daha
fazla olacaktır.

Buna örnek olarak kahverengi ve mavi göz renklerini ele alalım.
Kahverengi göz rengi dominant gen (baskın) olsun , diğeri için de mavi
ise (çekinik) resesif gen diyelim. Anne-babadan birinin göz renginin
mavi (m), diğerinin kahverengi (K) olduğunu düşünelim. Bebekler
anne-babalarından kalıtımla; kahverengi-kahverengi (KK),
kahverengi-mavi (Km), mavi-kahverengi (mK) ve mavi-mavi (mm) genler
gibi dört ihtimal almış olurlar. İlk üç durumda bebeğin gözleri
kahverengi (baskın renk olduğu için), son şıkta ise mavi (çekinik renk
olduğu için) olacaktır.

KK=K Km=K mK=K mm=m

İnsanlar birçok kalıtsal hastalığın genini taşır. Normal aile yapısında
da hamilelikte çocuğun hastalıklı doğma olasılığı %25, taşıyıcı olma
olasılığı %50, genin bozuk kopyasını hiç almamış olma olasılığı ise
%25'tir. Akraba evliliklerinde aynı soydan geldikleri için anne ve
babanın aynı genin bozuk kopyasını taşıma, yani
hastalığın taşıyıcısı olma olasılığı çok yüksek olduğundan çocuklarında hastalıkların oluşma şansı çok daha fazladır.



İşte akraba ile evlenme, zararlı baskın ve çekinik genlerin üst üste
gelerek frekanslarının çakışması sonucu ortaya çıkma ihtimalini
artırdığından genetik hastalıkların görülmesine yol açabilmektedir.
Bunların çocukta görülmesi için ana ve babanın her ikisinin de en az
bir zararlı çekinik gene sahip olması gerekir. Biraz önceki göz rengi
örneğinde olduğu gibi, mavi göz renginin çekinik genleri, hem anneden
hem babadan gelirse, çocuk mavi gözlü olacaktır. Dolayısı ile akraba
evliliklerinde aynı gen yapısına sahip olan ailede, zararlı (resesif)
genlerin
birbirleriyle karşılaşma olasılığı fazla olacaktır. Akraba ile evlenme,
kalıtımla geçen hastalıkların bulunduğu ailelerde bu yönden
sakıncalıdır. Böyle durumlarda
bazı çekinik genler çakışabilecek ve böylelikle hasta çocukların doğma
ihtimali artacaktır. Hastalığın çıkması, iki resesif genin karşılık
olarak bir araya gelmesi demektir. Bilindiği üzere resesif genler
hastalık taşıyan genlerdir.

Akraba evliliklerinde, hem annenin hem babanın aynı bozuk geni taşıma
ihtimali, akraba evliliği yapmayan diğer kişilere oranla daha yüksek
olduğu için, çocuğun da hasta doğma ihtimali, normal populasyona göre
artmıştır. Bununla beraber, düşük ve ölü doğum ihtimali de artmıştır.
Ailede genetik dağılım ,erkek ve kız kardeşlerde, genellikle genlerin
yarısı birbirinin aynıdır. Gen ortaklarının oranları, akrabalık
uzaklaştıkça küçülür. Torunlar, dede ve ninelerin dörtte bir genine
sahiptir. Yeğenlerin genleri ise, genellikle amca ve halalarının, dayı
ve teyzelerinin dörtte bir genine eşittir. Daha uzak akrabalıklarda bu
oran, kardeş çocuklarında olduğu gibi sekizde bire düşmektedir.

Son yıllarda yapılmaya başlanan calışmalar, ülkemizdeki kan yakını
evlilik oranını %21-40 arasında belirlemiştir. Almanya'da ise bu oran
sadece %0,1- 0,3 arasındadır.

İlk çağlardan beri yapılan akraba evlilikleri gelişmiş Batı ülkelerinde
yüzde birler düzeyinde görülürken, az gelişmiş Doğu ülkelerinde ve
nerede yaşarsa yaşasın izole topluluklarda çok yüksek oranda
yapılmaktadır. Örneğin; İngiltere'de %0.56, Hollanda'da %0.36, İsveç'te
%0.90 gibi çok düşük düzeyde seyreden akraba evliliği oranı
Hindistan'da %20, Jamaika'da %44.44, Kuveyt'te %54.3 oranında
görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde yaşamalarına karşın Alman
Yahudilerinde %35.80, Amerika'daki bazı izolelerinde %56.60 akraba
evliliği oranı saptanmıştır. Günümüzde Batı Toplumlarında zor denecek
kadar az olmasına
karşın, özellikle Asya ve İslam Ülkeleri'nde yüksek oranda akraba
evliliğine rastlanmaktadır. Ülkemizde ise Türk Medeni Kanunu'nun
yasaklamış olduğu; kardeş-kardeş, anne-oğul, baba-kız ve yarım yeğen
evlilikleri dışında kalan akraba



evliliklerini, sıkça görmekteyiz. Zararlı resesif genlerin bir araya
gelmesini sağlayarak, genetik hastalıkların görülme sıklığını artıran
düşük ölü doğum ve erken bebek ölümlerine neden olan, akraba evliliği
ile ilgili Dünyada ve Ülkemizde bir çok araştırmalar yapılmaktadır.

Kan uyuşması çözüm müdür?

Akraba evliliğinde Kan uyuşmazlığı kan grubu ile değil kanınızdaki Rh
faktörü ile ilgilidir. Yalnızca kadının Rh - , erkeğin ise Rh + olduğu
durumlarda oluşabilir. Kan gruplarının uyuştuğu hallerde doğum
sonrasında çocuklarda kalıtımsal hastalıklar görülmüştür. Erkekte
bulunan Rh faktörünün genetik aktarımla ana karnındaki fetüste ortaya
çıkması anne ile bebek arasında bir kan uyuşmazlığının ortaya çıkmasına
neden olacaktır.

Günümüzde akraba evliliklerinde en çok görülen hastalıklar; zekâ
geriliği (fenilketonüri), Akdeniz Anemisi, Alzeimer, Parkinson,
Huntington hastalığı ve nöron ölümüdür, özürlü ve ölü doğumlar da bu
örnekler arasında sayılmaktadır.

Çocuk Doğmadan Önce Kalıtsal Bir Hastalığın Tanısı Konulabilir mi?

Gen analizi de denilen DNA analizi yöntemleriyle artık hamileliğin ilk
üç ayında birçok hastalığın tanısı konulabilmektedir. Genetik bilimin
gelişmesi ile bazı hastalıklarda daha anne karnında müdahale
çalışmaları hız kazanmıştır. Bebeğin anne karnında içinde yüzdüğü
sıvıdan, ya da beslenmesini saglayan kordondan alınan sıvıların
incelenmesiyle bir anormallik olup olmadığı % 93 oranında
kesinleştirilebiliyor. Yapılan testlerde, anne karnındaki bebeğin ense
kalınlığı ölçülüyor. Bebeğin ensesinde fazla sıvı birikmesi, doğuştan
zekâ geriliği anlamına gelen Down sendromunun habercisi olabiliyor.
Ayrıca bazı kromozom bozukluklarında ve doğumsal kalp hastalıklarında
da bebeklerin ense kalınlığı artıyor. Bu çalışmalar ilerisi için umut
veren gelişmelerle devam etmektedir.

Hiçbir anne ve baba, dünyaya getirdiği çocuğunun ömür boyu taşıyacağı
bir engelle birlikte yaşamasını arzu etmez. Muhakkak ki hiçbir engel,
isteyerek,
kasıtlı olarak ortaya çıkmaz. Fakat bir takım ihmaller,
tecrübesizlikler, bilgi eksikliği ve elde olmayan nedenler bu durumu
ortaya çıkartıyor. Ve önlenmesi gereken sorunlarla ilgilenilmiyor.

Bunların yanında hastalıklı çocukların topluma ve ailesine getirdiği
yük ve sorunlar da çok önemlidir. Hasta çocuğun yaşam kalitesi çok
düşük olacak, ilaçlara ve çevresine bağımlı olarak yaşayacak belki de
toplumdan itilecektir. Hasta çocuğa sahip olan anne baba hem maddi, hem
manevi yük altında kalarak yıpranacaklardır. Mümkün olduğunca akraba
evliliğinden kaçınarak çocuğumuzun sağlığıyla kumar oynamayalım.

Akraba evliliği yapan çiftlerin bebekleri doğumda sağlıklı görünse de
bu çiftlerin aile içindeki muhtemel bir genetik hastalığın yokluğundan
emin olmaları için bebekleri 3-4 yaşına gelene kadar beklemeleri
önemlidir. Zira bazı genetik hastalıklar çocuk bu yaşlara gelene kadar
kendini belli etmeyebilir.

Bu hastalıkların görülmesindeki en önemli etkenlerden biri akraba evliliğidir. Diğer nedenlerde şunlardır:

1- Kalıtsal Hastalıklar: Anne ya da babanın genetik yapısında baskın olan veya Baskın olmayan bozukluklar sonucu görülür.
2- Kan uyuşmazlığı: Annenin Rh(-), babanın Rh(+) olması durumunda olur.
3- Riskli gebelikler: Anne yaşının 17’den küçük, 35’tenbüyük olması
4-Çok doğum (beşten fazla) yapmış olmak
5- Annede sistematik hastalık (kalp, böbrek hast. V.s.) bulunması
6- Daha önce düşük doğum yapmış olmak
Annenin hamileliği döneminde karşılaştığı sorunlar:
7- Annenin kötü ve yetersiz beslenmesi
8- Annenin sinirsel sıkıntılara maruz kalması
9- Hamilelikte ateşli, iltihabi veya döküntülü hastalık geçirmesi
10- Hamilelik süresince kanamalar geçirmesi
11- Annenin doktor tavsiyesi dışında ilaç kullanması
12- Annenin kazalara, travmalara maruz kalması
13- Annenin röntgen ışınına maruz kalması (Röntgen filmi çektirmesi)
14- Bebeğin anne karnında yeterince beslenememesi
15- Hamilelik döneminde annenin zehirlenmesi
16- Doğum esnasında karşılaşılan sorunlar

Genel olarak söylemek gerekirse akraba evliliği mutlaka "sakat bebek"
doğacak anlamına gelmez. Akraba evliliği genel populasyonda varolan
%2-3'lük anomalili bebek doğurma riskini yaklaşık olarak iki kat
artırır, oluşan hastalıklar genellikle




metabolizma hastalıkları şeklinde olan ve prenatal (doğum öncesi) tanıları oldukça güç olan hastalıklardır.

Bunların yanında hastalıklı çocukların topluma ve ailesine getirdiği
yük ve sorunlar da çok önemlidir. Hasta çocuğun yaşam kalitesi çok
düşük olacak, ilaçlara ve çevresine bağımlı olarak yaşayacak belki de
toplumdan itilecektir. Hasta çocuğa sahip olan anne baba hem maddi, hem
manevi yük altında kalarak yıpranacaklardır. Mümkün olduğunca akraba
evliliğinden kaçınarak çocuğumuzun sağlığıyla kumar oynamayalım.
Akraba evliliklerinin önlenmesi için Anayasa'nın değiştirilmesi öneriliyor




Sakatlıkların yarısı doğuştan
Gecekondularda yapılan araştırmaya göre, engellilerin yüzde 40'ını
akraba evlilikleri sonucu doğumlar oluşturuyor. Teyze çocuklarıyla
yapılan evlilikler amca çocuklarıyla evlilikleri geçti
Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ? Clip_image001Türkiye Kas Hastalıkları Derneği İzmir
Şubesi Başkanı Prof. Dr. Türe Tunçbay, Ege Üniversitesi Kadın Sorunları
Araştırma ve Uygulama Merkezi (EKAM) Müdürü Prof. Dr. Seval Sekin, Ege
Kadın Araştırmaları Derneği'nden Uzman Yeşim Saygılı, (EKAD) ve Ege
Üniversitesi Fen Fakültesi İstatistik Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr.
Şanslı Şenol'un ortaklaşa gerçekleştirdiği İzmir'deki geniş kapsamlı
bir araştırmada, halen ülkemizde engellilerin yüzde 40.5'ini akraba
evliliklerinden olma çocukların oluşturduğu belirlendi.
İzmir'in göç almış merkez ilçelerinde yaşayan ailelerde gen
bozuklukları ve akraba evlilikleri sonucu oluşan engelli çocukların
durum analizi ve ailelerin eğitimi Ó başlıklı araştırma ile ilgili
KAzete'ye bilgi veren Prof. Dr. Türe Tunçbay, araştırmanın İzmir'in
yoğun göç almış bölgelerinde saptanan Konak ilçesinde, Selçuk,
Kocakapı, Karşıyaka ilçesinde Onur ve Nafiz Gürman ve Bornova ilçesinin
Mevlana mahallerinde 168 engelli ailesiyle anket çalışması yapılarak
gerçekleştirildiğini söyledi.
Prof. Dr. Tunçbay, ülkemizde ki engellilerin yarısını doğuştan olanlar,
diğer yarısını da doğuştan olmayanların oluşturduğunu belirtti.
Doğuştan olmayan engellilerin de yüzde 44.6'sını ateşli hastalıkların,
yüzde 35'ini bilinmeyen nedenlerin, yüzde 7.2'sini trafik, yüzde
8.4'ünü ev kazaları, yüzde 4.8'ini ise iş kazarının yol açtığını
bildiren Tunçbay, diğer yüzde 50 oranı oluşturan doğuştan engelliliğe
ise akraba evliliği ve gen bozukluğunun neden olduğunu ifade etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://meydan.forumm.biz/Meydan-Forum-h1.htm
By Emrex
Administratör
Administratör
By Emrex


Erkek
Mesaj Sayısı : 498
Yaş : 31
İş/Hobiler : Site
Lakap : Emre-X
Takımım : Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ? Fenerb10
Ruh Halim : Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ? Images12
--> : Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ? Girisyapfq6
--> : Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ? Kayitol
Kayıt tarihi : 15/06/08

Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ? Empty
MesajKonu: Geri: Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ?   Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ? Icon_minitimeC.tesi Ekim 25, 2008 2:48 pm

WHO UYARIYOR
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) verilerine göre gelişmekte olan ülkeler
nüfusunun yüzde 10-12'lik bölümünü engellilerin oluşturduğuna dikkati
çeken Tunçbay, ülkemizde ki engelli sayısının 6.5- 7 milyon tahmin
edildiğini kaydetti. Tunçbay, Dünyada her 100 engelliden 4.5'ni
kalıtsal engellilerin oluşturduğunu ifade ederek, ülkemizde ki kalıtsal
engelli oranının bu ortalamanın çok üzerinde olduğuna işaret etti.
Son 10 yılda Güneydoğu ve Doğu'dan göçlerin yüzde 30- 35 oranında
batıya kaydığını ve bu göç sonucu akraba, hısım ve hemşerilerin
kentlerde belli bölgelerde toplanarak, gelenek, görenek, alışkanlık ve
kültürlerini sürdürmekte ve korumakta olduklarını vurgulayan Prof. Dr.
Tunçbay, bunların içinde gençler arasında evliliklerin pek çoğunun da
bu gelenek ve göreneklerden kaynaklanan nedenlerle akrabalar arasında
yapıldığını ve ülkemizdeki akraba evliliklerinin, yüzde 70'ini birinci
derecede (kardeş, teyze, dayı, hala, amca) akraba çocukları arasında
olduğunu bildirdi.
Bu durumda kalıtımsal geçiş gösteren hastalıkların alınmasının oldukça güç olduğunu anlatan Tunçbay, şöyle konuştu:
Engelli çocuk doğumunun önlenebilmesi için yakın akraba evliliği yapmış
ailelere ve evlenme yaşına gelmiş gençlere bu konuda eğitim
verilmesinin ve bilgilendirilmesinin yararlı olacağı açıktır. Ayrıca
kadınların taşıyıcı olup olmadıklarının saptanması, eğer taşıyıcı ise
gebelik öncesinde ve döneminde tıbbi ve eğitsel incelemeler yapılması
çok önemlidir. Kalıtımsal geçiş gösteren hastalık belirlendiğinde aile
bireylerinin yakın akrabalarının da gözlem altında tutulması
gerekebilir. Bu tür ailelerin Genetik Danışma Merkezleri'ne başvurması
da sağlanabilir.

SONUÇLAR ÜRPERTİCİ
Tunçbay'ın verdiği bilgiye göre, araştırmada dikkati çeken sonuçlar şöyle:
Ò*Araştırma kapsamına alınan engelli kişilerin yüzde 40.5'nin ana-babaları akrabadır.
* Türkiye genelinde yapılan akraba evliliklerinde yıllarca önceliği
baba soyundan amca çocukları evlilikleri alırken, son yıllarda amca
çocukları arasındaki evlilikler, dayı-hala çocukları arasında yapılan
evliliklerin gerisine düştü. Dayı- hala çocukları evliliği araştırmada
yüzde 36.8, amca çocuklarının evlilik oranı yüzde 30.9, teyze çocukları
evliliği ise yüzde 11.8 olarak belirlendi.
* Engelli bireylerin öz annesinin yüzde 17'sinde kendisinde ve- veya
akrabalarında engelli bulunmaktadır. Kadınların yüzde 50'sinin
ebeveynleri de akraba evliliği yapmışlar ve kardeş çocuklarıyla
evlenmişlerdir. Bu engellilerle annenin akrabalık derecesi
incelendiğinde yüzde 50'si kardeş çocuklarıdır. Bu akrabalarda en çok
yüzde 37 ile bedensel engel görülmekte ve bunu yüzde 22 ile zihinsel
engel izlemektedir.
* Öz babalarının yüzde 16'sında engelli bulunmaktadır. Bu engellilerin
yarısı baba ile kardeş çocukları evliliği sonucudur. Engellilerin yüzde
22'si bedensel, yüzde 44'ü zihinseldir.
* Engelli kişilerin yüzde 40'ının evli kardeşleri vardır. Bunların
yüzde 37'sinin akraba evliliği yapmış olmasından çocuklarının yüzde
6'sı engellidir. Bu bulgular akraba evliliğinin bir gelenek olarak
korunduğunu göstermektedir. Her ne kadar tıp bilimleri akraba
evliliklerinin sakıncalı olduğunu bazı hastalıkların akraba
evliliğinden kaynaklandığını gösterse de bu durum pek çok aile
tarafından göz ardı edilmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://meydan.forumm.biz/Meydan-Forum-h1.htm
 
Akraba Evliliği Neden Sakıncalı ?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kol10 FoRuM :: Ödevler,Tezler,Konu Anlatımları :: Biyoloji-
Buraya geçin: