Konu: Migren Nedir Nasıl Başa Çıkılır Çarş. Şub. 25, 2009 8:52 pm
Migren, tüm dünyada hem kadınlarda hem de erkeklerde görülen, sık rastlanan ve ağrılı bir hastalık.
- Bulantı, kusma, ışığa ve sese aşırı duyarlılık gibi belirtileri olan bu hastalık, migrenli kişi ve ailesi için genellikle çok sıkıntı verir. Migren, ataklar sırasında kişinin tüm faaliyetlerini tamamen durdurabileceği gibi, ataklar arasındaki dönemde de yaşam kalitesini azaltabilir. Kişilerin yaşamlarındaki olumsuz etkilerine rağmen, migreni olanların çoğu tam tedavi edilmezler. Bu, bazen, migreni olanların tedavi edilme şanslarının olmadığına inanmalarından ve bu konuda doktora gitmemelerinden kaynaklanır. Ancak daha yeni ve daha etkili tedavilerin bulunmasıyla, migreni olan pek çok kişi için yeni umutlar doğmuştur. Migren atağının sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, migreni olan çoğu kişi, belli faktörlerin migren ataklarını “tetiklediğine” inanır. Bu tetikleyiciler arasında stres veya stres sonrası gevşeme, çok fazla veya çok az uyku, kuvvetli ışık, hava değişiklikleri ve çikolata, peynir, kırmızı şarap, kahve ve çay gibi yiyecekler yer alır. Çoğu kadında hormonal değişiklikler veya adet dönemi de migreni tetikleyebilir, ancak ataklar başka zamanlarda da olabilir.
MİGREN ATAĞI SIRASINDA NELER OLUR? Migren atağı dört döneme ayrılabilir, ancak migreni olan insanların çoğu bu dört dönemin hepsini birden yaşamaz. Bu dönemler sırasıyla:
1. Uyarı Dönemi Migrenin ilk dönemi genellikle birkaç saat sürer fakat birkaç gün de sürebilir. Yorgunluk, esneme, ruh hali değişiklikleri, bazı yiyecekler için açlık ve ışık-ses-kokulara karşı artmış duyarlılık gibi uyarıcı belirtilerdir. Yaklaşık olarak migreni olan her 10 kişiden 6’sı uyarı dönemini yaşar.
2. Aura Auralar beynin içinden kaynaklanan, başağrısı atağından genellikle 20 dakika ile 1 saat öncesinde oluşan belirtilerdir. Migreni olan her 10 kişiden ortalama 2’si aura belirtilerini yaşar. Bunlar genellikle görme ile ilgili, çakan ışıklar, zig-zag çizgiler veya görmenin grileşmesi gibi problemlerdir. Aynı zamanda işitme veya konuşma problemleri, zihin bulanıklığı ve vücudun bazı bölümlerinde veya yüzde karıncalanma hissi olabilir. Aura, başağrısı başlamadan önce kaybolabilir veya başağrısı dönemine dek uzayabilir.
3. Başağrısı Dönemi Çoğu insan için migren atağının en kötü dönemi başağrısıdır. Genellikle zonklayıcı, ağrılı ve sıklıkla da başın bir tarafındadır. Ağrı her atakta başın bir tarafından diğer tarafına geçebilir veya başın her iki tarfında olabilir. Ağrı genellikle yürüme veya merdiven çıkma gibi fiziksel aktivitelerle şiddetlenir. Ancak migren ’yalnızca bir başağrısı’ değildir. İnsanların çoğu aynı zamanda bulantı hisseder, bazısı da kusar. Migrendeki başağrısına eşlik eden ve sık görülen diğer belirtiler arasında, ışığa, sese ve kokulara aşırı duyarlılık da yer alır. Migrenli insanların çoğu atakları sırasında karanlık ve sessiz bir oda ararlar. Eğer hiç tedavi edilmezse, migren tipik olarak 4 saat ile 3 gün arasında sürer, ancak süre ortalama 1 gündür.
4. Ağrının Geçme Dönemi Başağrısı durduktan ya da geçtikten sonra, migrenli insanlarda yeniden normal hissedene dek uzun süre başka belirtiler görülür. Migren atakları genellikle ayda 1 veya 2 kez olur ancak daha sık olabilir. Atakların şiddeti değişiktir ve olacağı önceden kestirilemeyebilir. Yukarıdaki 4 dönemde de her atakta genellikle görülmez. Şiddeti de değişiktir, kişinin aktivitelerini engellemeyecek orta şiddette bir başağrısından, uzun işgöremezlik yaratan şiddetli başağrısına dek değişebilir. Sıklıkla, migreni olan kişi için iki atak birbirinin aynısı değildir. Migren, stres yaratıcı bir durum olmakla birlikte, migren atağının sonunda geçeceğini ve daha ciddi bir şey olmayacağını anlamak önemlidir. Migreni olan bazı insanlar, bu belirtilere yol açan daha ciddi bir şey olabileceğinden endişelenirler, ancak bu çok nadirdir.
Migren tedavisinde pek çok yol vardır. Bunlar ilaç almaktan, yaşam biçimi değişikliklerine kadar farklılık gösterir. Migrenin ilaç tedavisinde iki yol izlenir: 1. Akut tedavi (atak tedavisi) Atak tedavisi için basit ağrı kesiciler kullanılabilir, ya da migren ataklarına özel ilaçlar alınabilir. 2. Önleme tedavisi Özellikle ataklar çok sıksa ve yaşam kalitesini çok bozuyorsa önleme tedavisi uygulanır. Bu tedavide migren atağı olsun olmasın, her gün ilaç alınır. Önleme tedavisi atakların sıklığını ve şiddetini azaltmaya yöneliktir.
YAŞAM BİÇİMİ DEĞİŞİKLİKLERİ Migren ataklarını önlemek için yaşam biçiminizdeki bazı değişikliklerin faydası olur. Tetikleyicilerden uzak durun! Başağrısını tetikleyen faktörler kişiden kişiye değişiklik gösterir. Migren ataklarını önlemek için alınacak önlemlerden ilki, parlak ışık, rüzgar, keskin kokular gibi tetikleyicilerden uzak durmaktır. Düzenli egzersiz yapın! Vücudu aşırı zorlamayan, yürüyüş, yüzme, bisiklet gibi egzersizler kaslarınızdaki gerginliği azaltır, dolaşımınızı artırır. Böylece migren ataklarınızın sıklığı ve şiddeti önemli ölçüde azalır. Alışkanlıklarınızı sürdürün! Düzenli uyuyun, Düzenli yemek yiyin, Hafta içi alışkanlıklarınızı hafta sonunda da sürdürün.
By Emrex
Konu: Geri: Migren Nedir Nasıl Başa Çıkılır Çarş. Şub. 25, 2009 8:52 pm
Burada verdiğimiz bilginin doktorunuz tarafından yapılacak önerilerin yerine geçmediğini hatırlatmak isteriz. Baş ağrınız için uyguladığınız tedavide herhangi bir değişiklik yapmadan önce lütfen doktorunuza danışın.
Sık olmamakla birlikte baş ağrıları daha ciddi rahatsızlıkların habercisi olabilir. Aşağıdaki türden baş ağrıları çekiyorsanız doktorunuza danışmanız gerekmektedir:
Baş ağrınız aniden ortaya çıkıyorsa
Geçmiyorsa
Çift görmenize neden oluyor, halsizliğinizi artırıyor veya duyu kaybına neden oluyorsa
50 yaşından sonra ortaya çıkmışsa
Başınıza aldığınız bir darbe veya kaza sonrası ortaya çıkmışsa
Boynunuzda sertlik veya ateş şeklinde kendini gösteriyorsa
Alışmadığınız bir durum yaratıyorsa
Şu ana kadar başınızın hiç böyle ağrımadığını düşünüyorsanız
By Emrex
Konu: Geri: Migren Nedir Nasıl Başa Çıkılır Çarş. Şub. 25, 2009 8:53 pm
Kişisel Bakım
Psikolojik sorunlar baş ağrısına yol açmaz. Baş ağrısı hayali bir şey değildir ve duygusal bir bozukluk da değildir. Baş ağrıları fiziksel değişimlerin sonucunda oluşur. Ancak duygularınızın da baş ağrıları üzerinde etkisi olabilir. Stres sinir sisteminiz üzerinde rol oynar ve baş ağrısı ihtimalini arttırır. Stresle başa çıkmak iki aşamalı bir şeydir: Yaşantınızdaki stres yaratan unsurları azaltmak ve stresin vücudunuz üzerindeki etkisini azaltmak.
Stresle nasıl başa çıkacağınızı öğrenmek, sizi baş ağrılarına karşı daha dayanıklı kılar.
Stresle Başa Çıkma
Yaşamınızda Stresi Azaltma
Yaşamınızdaki stresi azaltmanın yollarından bir tanesi sizde stres yaratan şeylerin bir listesini çıkarmaktır. Listeyi kontrol edebildiğiniz şeyler ve kontrol edemediğiniz şeyler olarak ikiye ayırın.
Aynı gün için bir veya iki etkinlik veya randevu organize etme
Çocuklarıma/
arkadaşlarıma/
patronuma bir şeyi hemen yapma sözü verme
Kontrolünüz altındaki stres yaratan şeylerin üstesinden gelmenin yollarını yazın. İşte bazı örnekler:
Randevularınız arasında zaman bırakın. Randevularınızı birbiri ardına gelecek veya o zaman diliminde daha fazla iş yapmanız için zaman kalacak şekilde organize etmeyin.
Yapmanız gereken bir iş için zaman ayarlaması yaparken kendinize ekstra süre bırakın. Bu şekilde iş umduğunuzdan uzun sürerse veya hata yaparsanız telafi edecek zamana sahip olursunuz.
Stresli işlerin organizasyonunu bir araya sıkıştırmayın. Örneğin işte yoğunsanız aynı gün arkadaşlarınızı davet etmeyin.
Yapabileceğinizden daha fazlasını yapma sözü vermeyin. "Hayır" demeyi öğrenin.
İhtiyaç duyduğunuzda arkadaşlarınızdan, ailenizden ve iş arkadaşlarınızdan yardım isteyin.
Stresin Etkilerini Azaltma
Stresli olduğunuz zaman sırt ve boyun bölgenizdeki gergin kaslar baş ağrısına neden olabilir veya eşlik edebilir. Stresin etkilerini azaltmanın iki önemli yolu bulunmaktadır:
1. gevşemeyi öğrenme 2. fiziksel egzersizi yaşantınızın bir parçası haline getirme.
Gevşemeyi öğrenmek, stresi baş ağrısına neden olmadan önce gidermenizi veya başladıktan sonra baş ağrısının yarattığı rahatsızlığı azaltmanızı sağlayabilir. Fiziksel aktivite ise enerji yakmanıza ve stresinizi atmanıza olanak verir.
Stresin sağlığınızı etkilememesini sağlamak üzere rahatlama tekniklerinden yararlanın.
Başvurabileceğiniz pek çok rahatlama tekniği bulunmaktadır: kaslarınızı rahatlatma, derin nefes alma ve meditasyon. Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda bu üç yöntemin de stresten kurtulmayı sağladığı kanıtlanmıştır. Günde en az bir kez 15 dakika süreyle bir şekilde rahatlamaya çalışın. Ayrıca biyo-geri bildirim eğitiminden de yararlanabilirsiniz. Vücudunuzdaki tansiyonu ölçen hassas makinalar sayesinde vücudunuzun strese karşı nasıl tepki gösterdiğini öğrenebilirsiniz.
Kaslarınızı Rahatlatma
Pek çok insan strese kasılmak suretiyle tepki verirler. Genellikle böyle yaptıklarının bilincinde değildirler. "Kaslarınızı rahatlatmak", kaslarınızın gergin olması ve rahatlamış olması durumundaki farkı hissetmenize yardımcı olur. İşte kaslarınızı rahatlatmanın kolay bir yöntemi. Uyumakta zorluk çekiyorsanız yatmadan önce de deneyebilirsiniz.
Başınızdan başlayarak ve ayaklarınıza doğru inerek her kas türü için aşağıdaki dört adımı uygulayın. Üzerinde çalışacağınız kas grupları yüzünüz, boynunuz, omuzlarınız, kollarınız, elleriniz, göğsünüz, sırtınız, karın bölgeniz, bacaklarınız ve ayaklarınız olacaktır.
1. Kaslarınızı sıkın. 2. Nasıl hissettiğinize dikkat edin. 3. Şimdi de kaslarınızı serbest bırakın. 4. Şu anda nasıl hissettiğinizi düşünün. Daha hafif mi hissediyorsunuz? Kaslarınızın zonklaması veya ağrıması durumu sona mı erdi?
Derin Nefes Alma
Sırtınız dik olarak oturun veya ayakta durun. Yavaş ve derin derin nefes alın. Havanın vücudunuza dolması ile birlikte karnınız şişecektir. Nefes alışınızı hissetmek için elinizi karnınıza koyun. İçinizi mümkün olduğunca havayla doldurduktan sonra birkaç saniye süreyle nefesinizi tutun. Şimdi bir mum üflüyormuş gibi nefesi dudaklarınızın arasından verin. Nefesin vücudunuzdan dışarı çıkarken hissettiğiniz duygu üzerinde yoğunlaşın. Bu işlemi dört-beş kez tekrarlayın ve sonra da birkaç dakika sakince oturun. Kendinizi daha az gergin mi hissediyorsunuz? Rahatladınız mı?
Fiziksel Egzersizi Yaşamınızın Bir Parçası Haline Getirin
Sevdiğiniz işlerle uğraşmak stresi azaltmanıza yardımcı olacaktır. Nelerden hoşlandığınıza karar verin ve bu şeyleri düzenli olarak yapmaya çalışın. Rekabet istemeyen bir şey seçin. Sizi rahatlatan ve zevk almanızı sağlayan bir şey yapmak istiyorsunuz. Bu işi de başka birinden daha iyi yapmaya çalışmak istemiyorsunuz. Çok fazla abartmak da istemiyorsunuz. Egzersizler bazı insanların baş ağrılarını arttırmaktadır.
Daha önce düzenli egzersiz yapmadıysanız önce yavaş başlayıp giderek seviyesini arttırabilirsiniz. Arabanızı mağazanın kapısından uzağa park edin. Asansöre binmek yerine merdivenleri tercih edin. Evde bahçe ile veya başka ev işleri ile uğraşın. Kısa bir yürüyüş bile stresle baş etmenizde oldukça yardımcı olacaktır.
Daha aktif olmak için neler yapabileceğinizin listesini yapın. Her hafta veya iki haftada bir listenize yeni şeyler ekleyin.
Aktif Olmak İçin Neler Yapacağım?
1. Her gün 15 dakika yürüyeceğim 2. Çiçek sulayacağım
İç Monolog
Kendinize bir şeyi başaramayacağınızı söylemeniz o şeyle mücadele etmenizi engelleyecektir. Pozitif düşünün. Kendinize başarabileceğinizi söyleyin.
Aşağıdakilere Katılıyor musunuz?
1. Tekrarlayan baş ağrılarım tamamen benim kafamın içinde. 2. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım hala yeterince iyi değilim. 3. İlaç işe yaramazsa mahvoldum. 4. Ağrım olduğunda herkesten kaçmalıyım. 5. Bu baş ağrıları idare edemeyeceğim kadar çok.
Yukarıdaki cümleler "negatif bir iç monolog" örnekleri. Kronik baş ağrılarından şikayetçi insanların ortak duyguları. Bu negatif iç monologlar baş ağrınızla başa çıkmanıza engel olabilir. Bir de pozitif olanlara bakalım:
Baş ağrılarım yalnızca gerektiği şekilde üstesinden gelinmesi gereken tıbbi bir durum.
Her durumda elimden gelenin en iyisini yaparım.
Doktorumla ağrıların yaşantım üzerindeki etkisini konuşarak ve aktif bir şekilde mücadele ederek bu dertten kurtulabilirim.
Negatif düşünceleri yenmek stresin azalmasına da yardımcı olacaktır. Sınırlarınızı bilin ve herkese yardımcı olamadığınız için suçluluk duymayı bırakın. Herkese yardımcı olmaya çalışan insanlar sonunda hayal kırıklığına uğramaktadır. Duygularını dışarı vurmayan insanlar çoğunlukla stresten şikayet ederler. Aklınızdan geçeni söylemekten korkmayın.